ERKEN YAŞTA TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİ

Yaşadığımız yüzyıl gereği erişmek istediğimiz bilgiler tek tıkla karşımızda. Böyle bir imkan elimizin altındayken bir başka dili, bir başka kültürü öğrenmek artık ayrıcalık olarak kalmıyor değil mi?Kesinlikle.

Teknoloji geliştikçe Dünya’da dil öğreniminin önemi arttı. Çeşitli araştırmalar yapılarak dilin en etkili, en kolay, en kısa sürede, en kalıcı; hangi yaş aralığında öğrenildiği araştırıldı.

Araştırmaların sonuçları derlendiğinde dil öğretiminde çoğunlukla erken yaşların (5-12 yaş aralığı) hedef alınması gerektiğine ulaşıldı. Bu konuda öğrenme kolaylığı dışında bir etmen de vardır ki çok önemlidir; zaman.

Bireyin yabancı dil öğrenmesi için bolca zamana ihtiyacı vardır. Çocuk öğrenicinin önünde bolca zamanı olması bu yöndeki büyük artıdır.

Erken yaşta dil öğreniminin çocuğa; kişisel, bilişsel, psikolojik, duygusal ve sosyal yönden katkı sağladığı görülmüştür.

Erken yaşta dil öğreniminde fizyolojik açıdan faydalar;

Çocukların beyin yapıları benzetmek gerekirse tam bir sünger gibidir. Verilen bilgiyi duydukları gibi zihinlerine eklerler. Bu yaşlarda beyinleri hızlı gelişir, hızlı çalışır ve kapasitesi çok yüksektir. Yabancı dil bu yaşlarda ilk öğrenilmeye başlandığı zaman çocuk tarafından ana diliyle çokça karıştırılır. Fakat dilin konuşulduğu- öğrenildiği kaynak ve bağlam bakımından çocuk zamanla bunu sistemleştirir. Her dilin boğumlanması küçük farklarla da olsa birbirinden ayrılır. Bu tınısal özellikler de çocuğun dilleri birbirinden ayırmasına yardımcı olur.

Bebekler anne karnında ortalama 4. aydan itibaren sesleri işitmeye başlar. İnsanoğlunun ilk bilişsel becerilerinden birine duyma yetisi diyebiliriz.

Dil öğreniminde duymanın, dinlemenin önemi büyüktür. Dil öğrenimi için en elverişli olan dönemin 
çocukluk dönemi olmasının bir diğer önemli sebebi de sesletim organlarının 10-12 yaş aralığına kadar 
esnek bir yapıda olması, sesleri daha kolay algılama ve güçlü sesletim yeteneğine sahip 
olmalarındandır. Bu esneklik 12 yaş sonrasında azalır. Bu yüzden yaş ilerledikçe dil öğrenimi güçleşir, 
telaffuzda yani sesletimde daha çok problemle karşılaşılır.

Erken yaşta dil öğreniminde sosyokültürel açıdan faydalar;

Dil, her şeyden önce bir iletişim aracıdır. Sosyal bir yapıda olan insanın girdiği ortamlarda kendini ifade etmesi, karşılıklı iletişim halinde olması beklenir. Ana dilden sonra öğrenilen, öğrenilmek istenen dilin de öğrenilme amacı çoğunlukla girilen ya da girilmek istenilen ortamın konuşma dili olmasıdır.

Erken yaşta dil öğreniminde dilsel açıdan faydalar;

Erken yaşta yabancı dil öğrenmek çocuğun iki dili birbiriyle karıştırmasına neden olmaz. Her dilin kendi sesletim özellikleri vardır. Çocuk açıklayamasa da bu özellik sayesinde iki dili kolaylıkla öğrenebilir. Çift ana dilli çocuklarda da bu durum aynıdır.

Erken yaşta öğrenilen yabancı dil sesletim yeteneğinden dolayı aksansız konuşulabilir.

Kritik dönem; İki yaşından başlayıp on iki yaşına kadar süren dönem dil öğreniminde kritik dönem olarak kabul edilmiştir. 2-12 yaş aralığı dil öğrenimi için en ideal aralıktır.

Erken yaşta dil gelişimini açıklayan dört kuram geliştirilmiştir;

1) Davranışçılık; J.B.WATSON ve B.F.SKİNNER bu kuramın öncüsüdür. Davranışlar koşullanma ve tekrarla öğrenilir demişlerdir. Çocuk çevreyi izler ve taklit yoluyla öğrenir. Bu dönemde çocuğa verilen ödül pekiştireç görevi görür.

2) Doğuştancılık; Chomsky’e ait kuramdır. Bu kuram davranışçılık kuramına eleştiriyle ortaya çıkmıştır. Bu kuramda Chomsky, her dili öğrenme kabiliyetiyle doğulduğunu söyler. Dil öğrenilirken, ilk olarak anlamın kavrandığı ardından beyinde görselleştirildiğini öne sürer.

3) Bilişselcilik; Piaget’nin kuramıdır. Bu kuram dört evreye ayrılmıştır.

1.Duyusal Hareket Dönemi (0-2 yaş): Bebek nesneleri dokunup, gördüğü kadarıyla algılar. Bir yaşından itibaren önündeki nesne alındığında onun yok olmadığını anlar.

2.İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş): Sözcükler kullanılır. Sözcük= sembol= nesne demektir. Canlı-cansız nesneler ayırt edilemez.

3. Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş): Sayı, ağırlık, hacim, miktar gibi kavramlar öğrenilir.

4.Soyut İşlemler Dönemi (11+ yaş): Son işlem evresidir. Görünen gerçekle bu gerçeğin arkasında 
yatan sebebi fark ederler. Akıl yürütme becerileri gelişir. Birden fazla değişken içeren problemleri 
çözebilirler.

4) Sosyal Yapılandırmacılık; Vygotsky’e ait kuramdır. Bu kuramda dil, öğrenme için gerekli unsurdur. Bu kurama göre çocuk öğreniciye rehberlik yapan bir yetişkin gereklidir. Dil öğreniminde de çocuğa rehberlik eden bir öğretmene ihtiyaç vardır. Öğrenici de bilgileri doğrudan kabul etmek yerine sentezleyip süzgeçten geçirerek öğrenmelidir.

Çocukların öğrenme durumları yetişkinlerden farklıdır. Yetişkinlere yapıldığı doğrudan anlatım yöntemi kullanılmadan bol etkinlikle ve etkileşimle ders işlenmelidir. Bu etkinlikler daha kısa süreli, çocukların enerjilerini harcayabilecekleri, hayal güçlerini kullanabilecekleri, sezgi ve taklit yeteneklerini göz ardı etmeden hazırlanmalıdır.

Hanbay’a göre, yabancı dil öğretiminde üç alan bulunmaktadır;

1.Duyuşsal Alan; Öğrencinin motivasyonu yüksek olmalıdır. Motivasyon öğrenmeyi kolaylaştırır. Çocuğun içinde yaşadığı çevre onun kişiliğini, değerlerini, benliğini, ilgisini ve motivasyonunu belirler.

2.Dilsel- İletişimsel Öğrenme Alanı; Çocuklarda hata yapma korkusu yetişkinlere kıyasla daha az olduğundan iletişim faaliyetlerinde daha rahat bulunurlar. Dil becerisini ölçmede bu öğretmene kolaylık sağlar. Öğrencinin de hatalarını düzeltmede faydalı olur. Bu öğrenme alanının amacı Avrupa Ortak Başvuru Metni’ndeki kriterlere göre öğrenci yetiştirmektir. Bu kriterleri kazandırmak için 6 düzeyde eğitim verilmektedir.

Öğretim Teknik, Yöntem ve Araçları; Teknik, yöntem ve araçları seçerken karşıdaki öğrencinin çocuk olduğu unutulmamalı o çocuğun beceri ve yeterlikleri dikkate alınmalıdır.

*Etkinlikler beş duyu organına hitap etmelidir.

*Soyut evreler dönemine geçmeyen çocuk için dil sadece bağlamda anlamlıdır. Şarkı- hikaye vs. unsurlar kullanılmalıdır.

*Çocuklar eğlenerek öğrenirler.

*Kültürel ögeler atlanmamalı, öğretilmelidir.

*Dil farklı disiplinlerle ilişkilendirilerek öğretilmelidir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İYİLEŞİYORUM

 Uzun zaman oldu buraya yazmayalı. Yazmanın beni ne kadar rahatlattığını, içimdeki yüklerden ne kadar arındığımı unutalı yıllar olmuş. Hep b...